to stifle, choke, or suffocate in any manner

listen to the pronunciation of to stifle, choke, or suffocate in any manner
English - Turkish

Definition of to stifle, choke, or suffocate in any manner in English Turkish dictionary

strangle
{f} boğmak

Sami, Leyla'yı boğmak için bir at ipi kullandı. - Sami used a horse rope to strangle Layla.

Sami, Leyla'yı boğmakla tehdit etti. - Sami threatened to strangle Layla.

strangle
{f} boğarak öldürmek

Onu boğarak öldürmek istiyorum. - I'd like to strangle him.

strangle
{f} tutmak
strangle
gırtlaklamak
strangle
boğazını sıkmak
strangle
boğ

Tom'u boğarak öldürmedim. - I didn't strangle Tom.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
{f} boğazlamak

Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı. - Sami used his bare hands to strangle his wife.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
strangle hold güreşte boğma vaziyeti
strangle
(Tıp) Nefes borusunu sıkarak nefesini kesmek,boğmak
strangle
(Tıp) Nefes borusunun sıkılması nedeniyle nefesi kesilmek,boğulmak
strangle
{f} bastırmak
strangle
{f} boğmak; boğulmak
strangle
boğucu hakimiyet
strangle
{f} gelişimini engellemek
strangle
(Askeri) STRANGLE" KODU: "Belirtilen cihazı kapatın anlamına gelen kod
strangle
boğazını sıkarak öldürmek
English - English
strangle
to stifle, choke, or suffocate in any manner
Favorites