English - Turkish
Definition of to steer; to guide; to direct in English Turkish dictionary
- helm
- dümen
- helm
- take the helm dümen başına geçmek
- helm
- {i} idare
- helm
- idareyi eline almak
- helm
- baş
Başınızı korumak için bir kask takmanız gerekir.
-To protect your head, you need to wear a helmet.
- helm
- yönetici
- helm
- lider
- helm
- {i} yönetim
- helm
- iskeleye dümen kır
- helm
- Rüzgâraltı yöresine getir Port your helm
- helm
- başıbo
- helm
- {i} kontrol
- helm
- yekesiz
- helm
- i., den. dümen yekesi; dümen
- helm
- dümen takımı
- helm
- {i} miğfer
Tom miğferini çıkardı ve alnını sildi.
-Tom took off his helmet and wiped off his forehead.
Mermi onun miğferini sıyırdı.
-The bullet glanced off his helmet.
- helm
- helmless dümensiz
Related Terms
English - English
Definition of to steer; to guide; to direct in English English dictionary
- helm
to steer; to guide; to direct
Hyphenation
to steer; to guide; to di·rectPronunciation
Resimler
History
Favorites