to start to appear or be realized

listen to the pronunciation of to start to appear or be realized
English - Turkish

Definition of to start to appear or be realized in English Turkish dictionary

dawn
{i} şafak

Düşman saldırısı şafakta sona erdi. - The enemy attack ceased at dawn.

Şafaktan önce hava her zaman en karanlıktır. - It's always darkest before the dawn.

dawn
gün ağarırken

Küçük kız gün ağarırken uyandı. - The little girl woke at dawn.

dawn
tan ağarmak
dawn
günün ilk ışıkları
dawn
doğmak
dawn
dawn on anlaşılmak
dawn
{f} görünmeye başlamak, aydınlanmak
dawn
başlangıç/şafak
dawn
It davvned on me
dawn
Kafama dank etti

Onun o sözlerle kastettiği şey sonunda kafama dank etti. - What he meant by those words finally dawned on me.

Anlam sonunda kafama dank etti. - The meaning dawned upon me at last.

dawn
{i} şafak, tan
dawn
{i} ortaya çıkma
dawn
(fiil) gün ağarmak, şafak sökmek, aydınlanmak; belirmek
dawn
{f} şafak sökmek
dawn
(Askeri) ŞAFAK: Sabahleyin gün ışığının ilk görünüşü. Ayrıca bakınız: "dusk", "twilight"
dawn
dawn ağar
dawn
{f} gün ağarmak
dawn
{i} başlangıç
dawn
(isim) şafak, şafak vakti; tan, ortaya çıkma; başlangıç; uyanma
dawn
görünmeye başlamak
English - English
dawn

I don’t want to be there when the truth dawns.

to start to appear or be realized

    Hyphenation

    to start to ap·pear or be re·al·ized

    Turkish pronunciation

    tı stärt tı ıpîr ır bi riılayzd

    Pronunciation

    /tə ˈstärt tə əˈpər ər bē ˈrēəˌlīzd/ /tə ˈstɑːrt tə əˈpɪr ɜr biː ˈriːəˌlaɪzd/
Favorites