to sport; to amuse one's self

listen to the pronunciation of to sport; to amuse one's self
English - Turkish

Definition of to sport; to amuse one's self in English Turkish dictionary

pastime
{i} eğlence

Piyano çalma onun gözde eğlencesidir. - Playing the piano is her favorite pastime.

Babamın eğlencesi gökyüzü dalışıdır. - My dad's pastime is skydiving.

pastime
{i} hobi

Kartpostal oynamak bir hobidir. - Playing cards is a pastime.

En sevdiğin hobin nedir? - What is your favorite pastime?

pastime
hoşça vakit geçirmek için yapılan şey
pastime
uğraş

Bence Tatoeba hoş ve eğitici bir uğraştır. - In my opinion, Tatoeba is a pleasant and instructive pastime.

pastime
{i} meşgale

En sevdiğin meşgaleler nelerdir? - What are your favorite pastimes?

English - English
pastime
to sport; to amuse one's self
Favorites