to somebody

listen to the pronunciation of to somebody
English - Turkish
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

birine

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

birisi

Onun bir gün birisi olacağından eminim. - I'm sure he's going to be somebody someday.

Birisi telefona cevap verebilir mi? - Can somebody answer the phone?

{i} biri

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var. - There's somebody coming up the stairs.

Biri onu küvette boğmuştu. - Somebody had drowned her in the bathtub.

to them
onlara

O, uzun süredir onlara yazmadı. - He hasn't written to them in a long time.

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

somebody
bir kimse
to me
bana göre

O, bana göre üç yıl kıdemli. - She is senior to me by three years.

Bana göre bir anlamı yok. - It doesn't make sense to me.

to you
sana

Sana hikayeyi kim anlattı? - Who told the story to you?

Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver. - Allow me to introduce Mayuko to you.

to us
bize

Tom bize yazacağını söyledi. - Tom said he would write to us.

Avukat yeni yasayı bize açıkladı. - The lawyer explained the new law to us.

important person
ağır top
to it
ona
to someone
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

to you
size

Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım. - I will write to you as soon as I can.

Üzgünüm size yazmam uzun sürdü. - Sorry it took me so long to write to you.

somebody
önemli birisi
to someone
birine

Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim. - If you don't want this, I'll give it to someone else.

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme. - Don't lend money to someone who can't have a morning erection.

somebody
{i} kimisi
to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin. - If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.

Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim. - In relation to this, I am to blame.

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
important person
önemli kimse
somebody
{z} biri, birisi, bir kimse: Somebody telephoned you. Biri sana telefon etti. i., k.dili. önemli biri, hatırı sayılır biri
somebody
{i} şahsiyet
somebody
hatırı sayılır kimse
somebody
{i} önemli kimse

Ben önemli kimseyim ve önemliyim. - I am somebody and I am important.

somebody
büyük şahsiyet
somebody
{i} bazısı
somebody
{i} kimse

Fransızca anlayan kimseyi arıyorum. - I'm looking for somebody who understands French.

Ben önemli kimseyim ve önemliyim. - I am somebody and I am important.

to her
ona
to him
ona

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz. - You may as well say it to him in advance.

to someone
hatır için as a favor
to this
buna

O elbiseyi buna tercih ederim. - I prefer that dress to this one.

Buna alışabildiğimi düşünüyorum. - I think I could get used to this.

to somebody

    Hyphenation

    to some·bo·dy

    Turkish pronunciation

    tı sʌmbıdi

    Pronunciation

    /tə ˈsəmbədē/ /tə ˈsʌmbədiː/

    Videos

    ... somebody points out a small factual inaccuracy. ...
    ... you, making $20 million a year, to pay a lower tax rate than a nurse or a bus driver, somebody ...
Favorites