Orada hıçkırarak ağlamakta olan bir kız çocuğuna rastladım.
- I found that there was a little girl sobbing.
O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek.
- She won't stop sobbing.
O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
- Between sobs, that lost girl said her name.
Tom'un babası biraz ayyaştır.
- Tom's father's a bit of a soak.
Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
Kaybolan kız adını söylerken hıçkırarak ağladı.
- The girl who'd got lost sobbed as she said her name.
Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
The water soaked into my shoes and gave me wet feet.
I soaked up all the knowledge I could at university.
... soak up the colorful atmosphere ...