English - Turkish
Definition of to sink; to settle, as sediment in English Turkish dictionary
- reside
- {f} ikamet etmek
- reside
- bağlı olmak
- reside
- -de ikamet etmek
- reside
- e dayanmak
- reside
- otur
Köyün binden daha fazla oturanı vardı.
-The village had more than a thousand residents.
Oturma iznine ihtiyacım yok, çünkü ben İzlandalıyım.
-I do not need a residense permit because I am from Iceland.
- reside
- reside otur
- reside
- yerleş
Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
-A factory is not suitable for a residential district.
Burası yerleşim bölgesidir.
-This is residential property.
- reside
- {f} ait olmak
- reside
- sakin olmak
- reside
- {f} oturmak
O, New York'ta oturmaktadır.
-She resides in New York.
- reside
- {f} bulunmak
- reside
- {f} in -e bağlı olmak, -e dayanmak: The
- reside
- mukim olmak
- reside
- {f} in -e ait olmak: The authority resides in him. Yetki ona aittir
Related Terms
English - English
Definition of to sink; to settle, as sediment in English English dictionary
- reside
to sink; to settle, as sediment
Hyphenation
to sink; to settle, as se·di·mentPronunciation
Resimler
History
Favorites