Onlar ya barakada ya da mağarada.
- They're either in the shed or in the den.
Tom araç kulübesinde saklandı.
- Tom hid in the tool shed.
Kulübeyi temizleyin ve ihtiyacınız olmayan şeyleri atın.
- Clean out the shed and throw away things you don't need.
Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.
- The girls shed tears after reading the novel.
Hikayeyi dinlerken gözyaşı döktü.
- She shed tears while listening to the story.
A tree sheds leaves in autumn.
Norveç'in çok sayıda boş sığır ahırları var.
- Norway has many old empty cattle sheds.