Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
- You have to share the cake equally.
Bir yabancı ile otel odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- He had to share the hotel room with a stranger.
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
- You have to share the cake equally.
Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
- Germany shares a border with France.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Bu şirketlerin hisseleri halka satıldı.
- Shares of these companies were sold to the public.
Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
- The children shared a pizza after school.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır.
- This city has a public bike share program.
Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi.
- Share prices have been erratic this last month.
Onlar mülkiyet payları hakkında tartışıyor.
- They are arguing about their share of the property.
O, payını hak ediyor.
- He deserves his share.
Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.
- Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.
Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
- Germany shares a border with France.
Karı paylaşmada anlaşalım.
- Let's agree to share in the profits.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Tom'un kar payı vardı.
- Tom had a share in the profits.
Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
- The children shared a pizza after school.
Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.
- I share the room with my sister.
They share a language.
Upload media from the browser or directly to the file share.
... now. That means that MRIs, space-ships, and air-traffic control systems share the information ...
... I would like to share three quick observations, hopefully ...