to set apart; to select from among others, as for a special use or service

listen to the pronunciation of to set apart; to select from among others, as for a special use or service
English - Turkish

Definition of to set apart; to select from among others, as for a special use or service in English Turkish dictionary

separate
ayırmak

Çöpü ayırmak önemlidir. - It's important to separate the rubbish.

Telleri ayırmak zorunda kalacağız. - We'll have to separate the wires.

separate
ayrı

Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli. - This is important enough for separate treatment.

Biz ayrı hesaplar istiyoruz. - We'd like separate checks.

separate
{f} ayırt etmek
separate
{f} ayrıştırmak
separate
{f} ayrı yaşamak
separate
ayrılma

Dil kültürden ayrılmaz. - You can't separate language from culture.

Tom karısından ve çocuklarından ayrılmayı istemiyordu. - Tom didn't like being separated from his wife and children.

separate
(Kanun) bölünmüş
separate
{f} ayır

Dili kültürden ayıramazsınız. - You can't separate language from culture.

Öğretmen bizi iki gruba ayırdı. - Our teacher separated us into two groups.

separate
(karı koca) ayrı yaşamak
separate
ayırma işareti
separate
{f} dağılmak
separate
ayırma

Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır. - The English Channel separates England and France.

Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır. - The Karakoram separates China from Pakistan.

separate
(Askeri) AYIRMAK, BÖLMEK: Bir şeyi başka bir şeyden ayırmak
separate
{s} tek başına olan
separate
tefrik olunmak
separate
(fiil) ayırmak, bölmek, dağılmak, ayırt etmek, ayrıştırmak, kaymağını almak, ayrılmak, ayrı yaşamak, ayrışmak, kopmak, çıkmak
separate
separately ayrı ayr
separate
{s} ayrı, ayrılmış
English - English
separate
to set apart; to select from among others, as for a special use or service

    Hyphenation

    to SET apart; to se·lect from a·mong others, as for a spe·cial use or ser·vice

    Pronunciation

Favorites