Hey, beni suçlama. Ben sadece elçiyim.
- Hey, don't blame me. I'm just the messenger.
Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.
- There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.
Merkür tanrıların habercisiydi.
- Mercury was the messenger of the gods.
Bir haberci mektubu Beyaz Saray'a götürdü.
- A messenger took the letter to the White House.
Kendim gitmek yerine bir kurye gönderdim.
- Instead of going myself, I sent a messenger.