Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.
- You never cease to impress me.
Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
The liner was impressed as a troop carrier.