to seek after ambitiously or eagerly; to covet

listen to the pronunciation of to seek after ambitiously or eagerly; to covet
English - Turkish

Definition of to seek after ambitiously or eagerly; to covet in English Turkish dictionary

ambition
{i} ihtiras
ambition
{i} hırs

Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu. - Mary wanted to marry a man with ambition.

O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı. - She realized her ambition to become a great scientist.

ambition
{i} heves
ambition
{i} bir şeyi başarma/elde etme tutkusu
ambition
açgözlülük
ambition
tamah
ambition
bir şeyi elde etme tutkusu
ambition
tutku

Onun tutkusu bir avukat olmaktır. - His ambition is to be a lawyer.

Ay'a gitmek Tom'un tutkusudur. - It is Tom's ambition to go to the moon.

ambition
istek
ambition
ambitious haris
ambition
şiddetle arzu olunan şey
ambition
hırslı

Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu. - Mary wanted to marry a man with ambition.

ambition
büyük işler peşinde koşan
ambition
hevesle
ambition
ihtiras heves
ambition
başarma isteği olan
ambition
hırsla

Senin hırsların nedir? - What are your ambitions?

Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor. - Mary says she will follow through on her ambitions.

ambition
tutkun
English - English
ambition
to seek after ambitiously or eagerly; to covet
Favorites