to seek, look, inquire, examin, find

listen to the pronunciation of to seek, look, inquire, examin, find
English - Turkish

Definition of to seek, look, inquire, examin, find in English Turkish dictionary

search
araştırmak

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok. - We don't have time to search every room carefully.

Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi. - Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.

search
aramak

Böcek aramak üzere ormana girdik. - We went into the woods in search of insects.

Birçok insan altın aramak için Batı'ya gitti. - Many men left for the West in search of gold.

search
araştırma

O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti. - She went in search of a doctor for her sick baby.

Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu. - The search party found him lying at the foot of a cliff.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)
English - English
{v} search