to search narrowly; to scrutinize

listen to the pronunciation of to search narrowly; to scrutinize
English - Turkish

Definition of to search narrowly; to scrutinize in English Turkish dictionary

spy
{i} ajan

Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın. - If you were a spy trying to pass as a native speaker and said it that way, you'd likely get caught.

Ajan bekçiden anahtarları çalarken çok sinsiydi. - The spy was very furtive as he stole the keys from the guard.

spy
(Bilgisayar) casus programı
spy
casusluk yapmak

Gangasterlerle ilgili casusluk yapmak tehlikeli bir girişimdi. - Spying on gangsters was a dangerous venture.

Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı. - He was never officially charged with spying.

spy
çaşıt
spy
(Bilgisayar) gözetmen
spy
uzaktan görmek
spy
gözetleme

O, beni gözetlemeni istedi mi? - Did she ask you to spy on me?

Neden Tom'u senin için gözetlemeyi istiyorum? - Why would I want to spy on Tom for you?

spy
{f} casusluk yap

Burada bizim hakkımızda casusluk yapmak için gönderildin! - You were sent here to spy on us!

Sen harika bir casusluk yapardın. - You would make an excellent spy.

spy
spy out el altından anlamaya çalışmak
spy
{i} ispiyoncu
spy
{f} gözlemek
spy
{f} gözetlemek

Hükümet bizi gözetlemek istiyor. - The government wants to spy on us.

Hükümet seni gözetlemek istiyor. - The government wants to spy on you.

spy
casusluk etmek
spy
{i} hafiye
spy
{i} casus, ajan
spy
spy gör/gözetle
spy
casusluk etme
spy
{f} gizlice gözetlemek
spy
(fiil) gözetlemek, gözlemek, gizlice gözetlemek, casusluk etmek
English - English
spy
to search narrowly; to scrutinize
Favorites