to run; to jog; to hurry

listen to the pronunciation of to run; to jog; to hurry
English - Turkish

Definition of to run; to jog; to hurry in English Turkish dictionary

trot
{f} hızlı yürümek
trot
{i} hızlı yürüme
trot
{i} koşuş

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı. - The old man set off at a quick trot.

trot
{f} acele etmek
trot
gitmek
trot
{f} hızlı yürü
trot
tırıs

At yolun aşağısına doğru tırıs gitti. - The horse trotted down the road.

Atların üç yürüyüşü vardır: yürüyüş, tırıs ve dörtnal. - Horses have three gaits: Walking, trotting and galloping.

trot
kaçmak
trot
{i} hızlı yürüyüş
trot
kopya cevap anahtarı
trot
{f} koşmak
trot
{i} cevap anahtarı
trot
{f} tırısa kaldırmak
trot
{f} tırıs gitmek
trot
(isim) tırıs, hızlı yürüyüş, kırıtarak yürüme, kopya (sınav), cevap anahtarı, tek atlı araba yarışı
trot
{i} tek atlı araba yarışı
trot
{i} kopya (sınav)
English - English
trot