to rove, ramble, go astray, travel

listen to the pronunciation of to rove, ramble, go astray, travel
English - Turkish

Definition of to rove, ramble, go astray, travel in English Turkish dictionary

wander
başıboş dolaşmak
wander
{f} gezmek
wander
dolanıp durmak
wander
sürtmek
wander
çevreyi dolaşmak
wander
doğru yoldan ayrılmak
wander
gez

Çocuk kasabayı geziniyordu. - The boy was wandering about the town.

Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım. - I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.

wander
azmak
wander
belli bir amacı olmadan dolaşmak-gezmek
wander
{f} uzaklaşmak
wander
{f} kıvrıla kıvrıla gitmek
wander
{f} (from) -den sapmak/ayrılmak: wander from the subject at hand: ele alınan konudan ayrılmak
wander
wanderer: gayesizce dolaşan kimse
wander
abuk sabuk konuşmak
wander
yolu şaşırarak dolanıp durmak
wander
konudan ayrılmak
wander
sayıklama
wander
{f} dalıp gitmek
wander
{f} sapmak
English - English
{v} wander
to rove, ramble, go astray, travel
Favorites