to rise in bubbles, as liquids when boiling or agitated; to contain bubbles

listen to the pronunciation of to rise in bubbles, as liquids when boiling or agitated; to contain bubbles
English - Turkish

Definition of to rise in bubbles, as liquids when boiling or agitated; to contain bubbles in English Turkish dictionary

bubble
fokurdamak
bubble
kabarcık

Rose hava kabarcıkları üflüyordu. - Rose was blowing bubbles.

Bu sabun çok kabarcıklar yapar. - This soap makes a lot bubbles.

bubble
habbe
bubble
coşkun
bubble
lıkırdamak
bubble
fıkırdamak
bubble
fokurtu
bubble
taşmak
bubble
geçici şey
bubble
balon

Tom balonlu sakız çiğniyor. - Tom is chewing bubble gum.

bubble
(over/with ile) coşmak
bubble
{i} göz boyayıcı ve değersiz şey
bubble
kaynamak
bubble
kaynatmak
bubble
{f} köpürmek
bubble
{i} hayal

Hayal sırasında, insanlar rahat bir hayatı hayal ettiler. - During the bubble, people dreamt of a life of leisure.

bubble
(isim) kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk; hayal, hayali şey, boş iş, göz boyayıcı ve değersiz şey
bubble
{i} boş iş
bubble
değersiz ve göz boyayıcı herhangi bir şey
English - English
bubble
to rise in bubbles, as liquids when boiling or agitated; to contain bubbles

    Hyphenation

    to rise in bubbles, as liquids when boil·ing or agitated; to con·tain bubbles

    Pronunciation

Favorites