Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.
- It was his habit to get up early.
Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.
- They lack an ideal, a reason to get up in the morning.
Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
- I usually get up at about six-thirty.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at eight o'clock.
I didn't get up until midday.