Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.
- It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.
Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
- I have to give back the book before Saturday.
Tom Mary'den söylediklerini geri almasını istedi.
- Tom asked Mary to take back what she said.
Keşke söylediğimi geri alabilsem.
- I wish I could take back what I said.
Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
- On Monday I have to take back the books to the library.
Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
- He forgot to give back my dictionary.
Lütfen bana bu kitabı geri vermemi hatırlat.
- Please remind me to give back this book.