Onlar krize yanıt vermek için para sıkıntısı çekiyorlar.
- They are short of money to respond to the crisis.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
- Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.
Karşılık vermek için rahatsız olma.
- Don't bother to respond.
O soruya cevap vermek kolaydır.
- It's easy to respond to that question.
Mektupla cevap vermek zorunda değilsin.
- You don't have to respond by letter.
Tom anında yanıtladı.
- Tom responded instantly.
Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
- I'm sorry for the delay in responding.
Tom responded to the medicine so well that she was better in two days.
Tom ona nasıl yanıt vereceğinden emin değil.
- Tom isn't sure how to respond to that.
Ben onun sorusuna yanıt verebilirim.
- I can respond to his question.
... ALAN RUSBRIDGER: Can I get you to respond to Raghav's point ...
... 8,000 banks. To the extent that the largest institutions were to decide to respond to ...