to request or petition; usually followed by for; as, to ask for bread

listen to the pronunciation of to request or petition; usually followed by for; as, to ask for bread
English - Turkish

Definition of to request or petition; usually followed by for; as, to ask for bread in English Turkish dictionary

ask
{f} sormak

Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim. - I've been to Osaka to ask after my sick friend.

Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum. - I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.

ask
{f} soru sormak

Tom Mary'ye bir soru sormak istedi. - Tom wanted to ask Mary a question.

Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu. - She knew better than to ask such a stupid question.

ask
{f} istemek

Sadece onu istemek zorundasın. - You have only to ask for it.

O,sadece yardım istemek zorunda. - He has only to ask for help.

ask
yalvarmak
ask
{f} aranmak
ask
{f} rica etmek

Tom Mary'yi fırın satışında onun yardım etmesini rica etmek için aradı. - Tom called Mary to ask her to help at the bake sale.

Tom'un beni affetmesini rica etmek için kararımı verdim. - I've made up my mind to ask Tom to forgive me.

ask
talep etmek
ask
{f} hak etmek
ask
davet etmek

Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi. - Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.

Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi. - Tom wanted to ask Mary to the prom.

ask
çağırmak
ask
sor

O geri döndüğünde ona sor. - Ask her when she comes back.

Tavsiye sormaktan çekinme. - Don't hesitate to ask for advice.

ask
ihtiyaç göstermek
ask
{f} kaşınmak
ask
aramak
ask
teklif etmek

Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı. - Tom just took a chance and called Mary to ask her out.

Madem ki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok. - Now that Tom and Mary have broken up, it's probably OK to ask her out on a date.

ask
ask in içeriye davet etmek
ask
{f} istemek: He asked to be excused from the table. Sofradan ayrılmak için izin istedi. She's asking a lot for this poodle. Bu
ask
icap ettirmek
English - English
ask
to request or petition; usually followed by for; as, to ask for bread

    Hyphenation

    to re·quest or petition; u·su·al·ly followed by for; as, to ask for bread

    Pronunciation

Favorites