to represent, propose, settle, regulate

listen to the pronunciation of to represent, propose, settle, regulate
English - Turkish

Definition of to represent, propose, settle, regulate in English Turkish dictionary

state
{i} hal

Onu bir devlet sorunu haline getirdik. - We turned it into a state problem.

Gelişmiş bir ülke olsa bile Abd'de hala bazı çok yoksul insanlar var. - Even though the United States is a developed country, it still has some very poor people.

state
haleti ruhiye
state
ifade etmek

Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz. - You are at liberty to state your own views.

state
{i} evre
state
debdebe
state
vaziyet
state
ayıtmak
state
tantana
state
{f} belirtmek

Onun bir dahi olduğunu belirtmek abartı değildir. - It's not an exaggeration to state that he is a genius.

state
{i} durum

Hokkaido kısmı hâlâ doğal durumunda duruyor. - Part of Hokkaido still remains in its natural state.

Bugünkü durumundan memnundur. - He is content with his present state.

state
{i} devlet

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur. - The United States borders Canada.

Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir. - Washington is the capital of the United States.

state
{s} devlete ait
state
{i} alem
state
{s} özel

ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir. - The private colleges and universities of the United States are autonomous.

state
{i} koşul
state
{f} bildirmek
state
{f} söylemek
state
ihtişam
English - English
{v} state
to represent, propose, settle, regulate
Favorites