Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz.
- We are apt to watch television, irrespective of what program is on.
Tom dikkat etmemiz gereken potansiyel sorunların bir listesini yaptı.
- Tom made a list of potential problems that we should watch out for.
Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
- Do we need to watch out for tigers around here?
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
- One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.