Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
- Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
Sana iyi şanslar diliyorum.
- I wish you good luck.
Tom'un talihi yüzüne güldü.
- Tom got a lucky break.
Tom en kötü talihe sahipti.
- Tom has had the toughest luck.
Talih işte, kader benden yanaydı.
- As luck would have it, Providence was on my side.
Tom'un talihi yüzüne güldü.
- Tom got a lucky break.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
- It's bad luck to say that.
Bu benim uğurlu eşyam.
- This is my good luck charm.