to rein in

English - Turkish

Definition of to rein in in English Turkish dictionary
curb: {f} gemlemek
rein in: dizginlemek
curb: {f} zaptetmek
curb: {i} fren
curb: zapt etmek
curb: kaldırım taşı
Kaldırım taşına çarpmamaya çalışın. - Try not to hit the curb.
curb: öfkesini yenmek
rein in: dizginini çekip durdurmak
curb: zaptetme
curb: tutmak
curb: dizginlemek
curb: kaldırım kenarı
Kaldırım kenarına çok yakın durmayın. - Don't stand so close to the curb.
curb: {f} frenle
curb: eğleç
curb: engel
rein in: yavaş gitmek
rein in: dizgini çekip durdurmak
curb: Bordür taşı
curb: sokak kaldırımının kenar taşı
curb: curb exchange New York ta ikinci tahvil borsası şimdiki ismi Ameri
curb: (fiil) frenlemek, gem vurmak, gemlemek; zaptetmek; uzak tutmak
curb: mâni olmak
curb: {i} suluk, gem zinciri
rein in: idare etmek
rein in: (Fiili Deyim ) 1- zaptetmek , tutmak 2- durmak
rein in: kotrol altında tutmak

English - English

Definition of to rein in in English English dictionary: curb; To stop or slow something, by exercising control; To stop or slow a horse by pulling the reins; To rein in something means to control it. His administration's economic policy would focus on reining in inflation Mary spoiled both her children, then tried too late to rein them in; cause a horse to slow down or stop by pulling on the reins; cause oneself to slow down or stop; guide or control with or as with a set of reins