Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu.
- They held her in high esteem as their benefactor.
Tom Mary'yi yüksek itibarda tutuyor.
- Tom holds Mary in high esteem.
Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
- Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
Kendine saygın ne kadar düşük olursa o kadar fazla olumsuz şeylere odaklanmaya niyet edersin.
- The lower your self esteem, the more you tend to focus on negative things.
Esteem your elders, boy.