Sanırım o yeni bir bilgisayar almaktan mutlu olur.
- I think she would be happy to receive a new computer.
Vermek almaktan daha iyidir.
- It is better to give than to receive.
Tom henüz ziyaretçi kabul etmek için hazır değil.
- Tom isn't yet ready to receive visitors.
Noel Baba, Noel için bir kız arkadaş ağırlamak istiyorum.
- Santa Claus, I want to receive a girlfriend for Christmas.
Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir.
- Tom is the one who wanted to get here early.
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to talk.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
- Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Çok azla yemek yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much, you will get fat.
Oraya varmak ne kadar sürer?
- How long will it take to get there?
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
- Mother was busy getting ready for dinner.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
- It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
- You've got to get a steady job.
Who do you expect to get Christmas presents from?
- Who do you expect to receive Christmas presents from?
I received a bloody nose from the collision.
American football To be in a position to catch a forward pass.
... they're going to receive. ...
... To start, we're jointly announcing today that new devices from these partners will receive ...