Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil.
- I don't care about your race or age or religion.
Dünyada birçok farklı ırk vardır.
- There are many different races in the world.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
O dürbünüyle at yarışı izledi.
- He watched the horse race with his binoculars.
Hiç bir at yarışı görmeye gittin mi?
- Have you ever gone to see a horse race?
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
- He competes in ski races.
The word ‘laconic’ derives from Lakon (“person from Lakonia”) the district around Sparta in southern Greece in ancient times, whose inhabitants were famous for their brevity of speech. When Philip of Macedon threatened them with, “If I enter Laconia, I will raze Sparta to the ground,” the Spartans’ reply was, “If.”.