to rain in showers; to fall, as in a hower or showers

listen to the pronunciation of to rain in showers; to fall, as in a hower or showers
English - Turkish

Definition of to rain in showers; to fall, as in a hower or showers in English Turkish dictionary

shower
sağanak

Koşarken sağanak yağmura yakalandım. - I was caught in a shower while I was jogging.

Dün, okuldan eve dönerken sağanak yağmura yakalandım. - Yesterday I was caught in a shower on my way home from school.

shower
duş

Genellikle tenis oynadıktan sonra bir duş alırım, ama bugün alamadım. - I usually take a shower after I play tennis, but today I couldn't.

Ben sadece duş alıyordum. - I was just showering.

shower
Iight show
shower
{i} duş, duş yapma
shower
duş almak

Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih eder. - Tom would rather take a bath than a shower.

Bir duş almak Tom'un uzun zamanını almaz. - It doesn't take Tom long to take a shower.

shower
(Nükleer Bilimler) duş, sağnak
shower
{f} yağmuruna tutulmak
shower
{f} duş yap

Tom uzun bir duş yaptı ve tüm sıcak suyu kullandı. - Tom had a long shower and used all the hot water.

Ablam her gün duş yapar. - My older sister showers every day.

shower
yağmak
shower
yağdırmak
shower
{i} kısa süreli yağmur
shower
(fiil) yağdırmak, yağmuruna tutmak, dökmek, yağmuruna tutulmak
shower
{i} hediye yağmuru

Onu pahalı hediye yağmuruna tuttu. - He showered her with expensive gifts.

shower
{i} duş, duş yapma yeri
shower
{i} duş, duş yapmayı sağlayan aygıt
shower
{i} kısa süren yağmur
shower
{i} hafif yağmur
English - English
shower
to rain in showers; to fall, as in a hower or showers
Favorites