English - Turkish
Definition of to put the balls into the triangular rack and set them in place on the table in English Turkish dictionary
- rack
- {f} germek
- rack
- {i} gergi
- rack
- {f} rafa koymak
- rack
- {i} uçan hafif bulut
- rack
- (Bilgisayar) mikroişlemci şasisi
- rack
- mahvolmak
- rack
- (Gıda,Teknik) ızgara
- rack
- (Gıda) tüplük
- rack
- parmaklıklı raf
- rack
- fazla kira istemek
- rack
- işkencede kullanılan germe aleti
- rack
- askı
- rack
- asılgan
- rack
- {f} kirayı artırarak eziyet etmek
- rack
- çatı
- rack
- çubuk/bulut/raf
- rack
- {i} (otobüs, tren ve vapurda) (çubuklardan oluşan) raf; (otomobilin üstünde) portbagaj
- rack
- (fiil) germek, rafa kaldırmak, uzatmak, askıya asmak, gererek işkence yapmak, işkence etmek, eziyet etmek, rafa koymak, kirayı çok artırmak, kirayı artırarak eziyet etmek, rüzgarda uçuşmak (bulut), fıçıdan çekmek (içki)
- rack
- çatı,v.eziyet et: n.askı
- rack
- (Askeri) RAF, BÖLME: Özellikle ambarlama için eşya ve silahların dizilmesine yarayan bir raf veya bölme. Örneğin; silahlık (gunrack) gibi
Related Terms
English - English
Definition of to put the balls into the triangular rack and set them in place on the table in English English dictionary
- rack
to put the balls into the triangular rack and set them in place on the table
Hyphenation
to put the balls in·to the tri·an·gu·lar rack and SET them in place on the ta·bleTurkish pronunciation
tı pût dhi bôlz întı dhi trayänggyılır räk ınd set dhım în pleys ôn dhi teybılPronunciation
/tə ˈpo͝ot ᴛʜē ˈbôlz əntə ᴛʜē trīˈaɴɢgyələr ˈrak ənd ˈset ᴛʜəm ən ˈplās ˈôn ᴛʜē ˈtābəl/ /tə ˈpʊt ðiː ˈbɔːlz ɪntə ðiː traɪˈæŋɡjəlɜr ˈræk ənd ˈsɛt ðəm ɪn ˈpleɪs ˈɔːn ðiː ˈteɪbəl/
Resimler
History
Favorites