to put something, especially something less severe, in place of

listen to the pronunciation of to put something, especially something less severe, in place of
English - Turkish

Definition of to put something, especially something less severe, in place of in English Turkish dictionary

commute
{f} banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek
commute
(Elektrik, Elektronik) yönünü değiştirmek
commute
değiş-tokuş etmek
commute
(Politika, Siyaset) cezasını hafifletmek
commute
hafifletmek (cezayı)
commute
(cezayı) hafifletmek
commute
ev ile iş arasında gidip gelmek
commute
değiştir
commute
seyahat et

Ben uzak bir banliyöden bütün yolu seyahat etmek zorundayım. - I have to commute all the way from a distant suburb.

commute
değiş etmek
commute
{f} evle iş arasını trenle gidip gelmek
commute
{f} çevirmek
commute
{f} takas etmek
commute
{f} değiş tokuş etmek
commute
{f} değiştirmek
commute
{f} hafifletmek
English - English
commute
to put something, especially something less severe, in place of
Favorites