English - Turkish
Definition of to put or serve up in a dish in English Turkish dictionary
- dish
- {i} tabak
O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
-She breaks a dish every time she washes dishes.
Tabakta birçok kurabiye bulunmasına rağmen, sadece üç tane yedim.
-Even though there were many cookies on the dish, I only ate three.
- dish
- {f} sunmak
- dish
- yemek tabağı
- dish
- tabağa koymak
- dish
- kap
Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
-Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
-Put these dishes inside the drawer, please.
- dish
- çukur yansıtıcı
- dish
- bulaşık yıkama makinesi
- dish
- çukur yansıtıcı,v.servis yap: n.tabak
- dish
- {f} ortasını çukurlaştırmak
- dish
- (Nükleer Bilimler) oyukluk
- dish
- argo güzel kız
- dish
- {f} up tabağa koymak
- dish
- (fiil) servis yapmak; sunmak; kandırmak, mahvetmek; işini bozmak; atlatmak; ortasını çukurlaştırmak
- dish
- (Tıp) Tabak, içi çukur kap
- dish
- {f} out dağıtmak, vermek
- dish
- {i} tabak, çanak
- dish
- {f} işini bozmak
- dish
- dish water bula
- dish
- dishpan bulaşık tası
- dish
- dishcloth tabak bezi
Related Terms
English - English
Definition of to put or serve up in a dish in English English dictionary
- {v} dish
to put or serve up in a dish
Turkish pronunciation
tı pût ır sırv ʌp în ı dîşPronunciation
/tə ˈpo͝ot ər ˈsərv ˈəp ən ə ˈdəsʜ/ /tə ˈpʊt ɜr ˈsɜrv ˈʌp ɪn ə ˈdɪʃ/
Resimler
History
Favorites