to put inconvenience; to incommode; to trouble

listen to the pronunciation of to put inconvenience; to incommode; to trouble
English - Turkish

Definition of to put inconvenience; to incommode; to trouble in English Turkish dictionary

discontinue
devam etmemek
discontinue
arkası kesilmek
discontinue
kullanımdan kalkmak
discontinue
durdurmak
discontinue
durmak
discontinue
bırakmak
discontented
{s} memnuniyetsiz

Onlar memnuniyetsizdi. - They were discontented.

discontented
mutsuz
discontented
{s} hoşnutsuz

O hoşnutsuz değil. O sadece yorgun. - He's not discontented. He's just tired.

Tom hoşnutsuz, değil mi? - Tom is discontented, isn't he?

discontinue
{f} kesmek
discontinue
(fiil) kesmek, durdurmak, ara vermek, son vermek, bırakmak, sona ermek, durmak, devam etmemek
discontinue
tatil etmek
discontinue
{f} sona ermek
discontinue
(Askeri) İSMEN LAĞVETMEK: Teşkil edilmemiş bir birliğin ismini ve numarasını resmi emirle, Kara Kuvvetlerinin yürürlükteki kayıtlarından çıkarmak. Bak. "disband"
discontinue
{f} son vermek
to put inconvenience; to incommode; to trouble
Favorites