to put a yoke on; to join in or with a yoke; as, to yoke oxen, or pair of oxen

English - Turkish

Definition of to put a yoke on; to join in or with a yoke; as, to yoke oxen, or pair of oxen in English Turkish dictionary
yoke: (Tekstil) basen kısmı
yoke: (Tekstil) etekte üst kısım
yoke: bağlantı demiri
yoke: birleştirmek
yoke: gömlekte roba
yoke: (Mekanik) mafsal çatalı
yoke: bağlamak
yoke: boyunduruğa koşmak
yoke: birlikte çalışmak
yoke: (Nükleer Bilimler) kelepçe
yoke: hizmet
yoke: {f} bağlanmak
yoke: {f} koşmak
yoke: {f} evlendirmek
yoke: (İnşaat) çatal
yoke: yoke of oxen bir çift öküz
yoke: (isim) boyunduruk, bağ, evlilik bağı, çift, satıcı omuz sırığı
yoke: çalışmak

English - English

Definition of to put a yoke on; to join in or with a yoke; as, to yoke oxen, or pair of oxen in English English dictionary: yoke

to put a yoke on; to join in or with a yoke; as, to yoke oxen, or pair of oxen

Hyphenation

to put a yoke on; to join in or with a yoke; as, to yoke oxen, or pair of ox·en

History

Favorites