to put a bell upon; as, to bell the cat

listen to the pronunciation of to put a bell upon; as, to bell the cat
English - Turkish

Definition of to put a bell upon; as, to bell the cat in English Turkish dictionary

bell
zil

John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı. - John jumped to his feet the moment the bell rang.

Zil öğle saatinde çalar. - The bell rings at noon.

bell
çan

Turnalar yuvalarını kilisenin çan kulelerine yapmaya eğilimliler. - The cranes tend to make their nests in the bell towers of churches.

Kilise çanını her sabah duyabiliriz. - We can hear the church bell every morning.

bell
{i} çıngırdak
bell
(Otomotiv) vantilatör kayışı
bell
taç yapraklar
bell
muf
bell
bağırmak (geyik vb.)
bell
sıngırak
bell
{i} sütun başlığı gövdesi
bell
bağırmak çan şekline girmek
bell
böğürmek
bell
böğürme
bell
{i} çan, kampana; zil, çıngırak
bell
bell the cat tehlikeli bir işi başarmak
bell
{i} taçyapraklar
bell
{i} dalgıç hücresi
bell
çan şeklinde herhangi bir şey
bell
çıngırak veya zil takmak
bell
{i} korol
bell
tehlikeye atıl
English - English
bell
to put a bell upon; as, to bell the cat
Favorites