to push with the elbow; to jostle or force

listen to the pronunciation of to push with the elbow; to jostle or force
English - Turkish

Definition of to push with the elbow; to jostle or force in English Turkish dictionary

elbow
{i} dirsek

Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu. - Nancy put her elbows on her knees.

Dirseklerinizi masaya yaslamayı bırakın. - Stop resting your elbows on the table.

elbow
(Tıp) elbov
elbow
dirsekle itmek
elbow
dalga kılavuzu
elbow
dirsekle vurmak
elbow
dirsekle dürtmek
elbow
pejmürde
elbow
{f} dirseklemek
elbow
perişan
elbow
kılıksız
elbow
{f} ite kaka yol açmak
elbow
(isim) dirsek, dönemeç, dirsek biçiminde eğim
elbow
rub elbows with vakit geçirmek
elbow
elbow
{f} dirsekle itmek/vurmak, dirseklemek; ite kaka yol açmak
elbow
dirsek a

Çok yaygın bir tip dirsek ağrısı, İngilizcede tenisçi dirseği olarak bilinir. - A very common type of elbow pain is known as tennis elbow in English.

elbow
dirsek şekli
elbow
{i} dönemeç
English - English
elbow

He elbowed his way through the crowd.

to push with the elbow; to jostle or force
Favorites