O sorunu araştırmak zorundasın.
- You have to investigate that problem.
Amacım Emmet'in teorisinin biyolojiye olan etkisini araştırmak değildir.
- It is not my purpose to investigate the impact of Emmet's theory on biology.
Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.
- The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy.
Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.
- It's my business to investigate such things.
O sorunu incelemek zorundasın.
- You have to investigate that problem.