to provoke someone to do wrong, especially by promising a reward; to entice

English - Turkish

Definition of to provoke someone to do wrong, especially by promising a reward; to entice in English Turkish dictionary

{f} baştan çıkarmak

ayartmaya çalışmak

şeytana uydurmak

baştan çıkar

Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır. - He is proof against temptation.

Seni baştan çıkarmıyorum. - I'm not tempting you.

{f} özendirmek

Ben sizi özendirmek istemedim. - I didn't mean to tempt you.

tempt fate kadere meydan okumak

{f} meydan okumak

{f} 1. (birini) ayartmaya çalışmak, doğru yoldan saptırmaya çalışmak: He tempted me with the promise of an earldom. Bir kontluk vadederek beni

{f} kışkırtmak

English - English

Definition of to provoke someone to do wrong, especially by promising a reward; to entice in English English dictionary: tempt
She tempted me to eat the apple.

to provoke someone to do wrong, especially by promising a reward; to entice

Hyphenation

to pro·voke some·one to do wrong, es·pe·cial·ly by pro·mis·ing a reward; to en·tice

Pronunciation

Resimler

Google Resimler

History

to provoke someone to do wrong, especial..

Favorites

iOS

Android

Windows

Blog

About Us

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.