to provide with news

listen to the pronunciation of to provide with news
English - Turkish

Definition of to provide with news in English Turkish dictionary

catch up
yetişmek

O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu. - She ran very fast to catch up with the other members.

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. - I quickened my steps to catch up with her.

catch up
(deyim) catch up(on /with sth.) yetismek,geri kalmamak
catch up
(Bilgisayar) yakala

Daha sonra yakalayacağız. - We'll catch up later.

Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda. - She has to study hard and catch up with everybody in her class.

catch up
yetiş

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. - I quickened my steps to catch up with her.

O yakında Tom'a yetişecek. - He'll soon catch up with Tom.

catch up
on (arada olup biteni) öğrenmek
catch up
catch up with: -e yetişmek: "He's so far ahead of me İ can't possibly catch up with him. - Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok."
catch up
catch up on: (arada olup biteni) öğrenmek
catch up
on (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
with: -e yetişmek: "He's so far ahead of me İ can't possibly catch up with him. - Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok."
catch up
on: (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
catch up on: (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
on: (arada olup biteni) öğrenmek
catch up
büyülemek
catch up
with -e yetişmek: He's so far ahead of me I can't possibly catch up with him. Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok
catch up
etkilemek
catch up
bilgilendirmek
catch up
kapıp kaçmak
catch up
geri kalmamak
catch up
on
English - English
catch up
to provide with news

    Hyphenation

    to pro·vide with news

    Turkish pronunciation

    tı prıvayd wîdh nyuz

    Pronunciation

    /tə prəˈvīd wəᴛʜ ˈnyo͞oz/ /tə prəˈvaɪd wɪð ˈnjuːz/
Favorites