to produce; to cause to exist; to induce

listen to the pronunciation of to produce; to cause to exist; to induce
English - Turkish

Definition of to produce; to cause to exist; to induce in English Turkish dictionary

introduce
{f} tanıtmak

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

Ben sizi eşime tanıtmak istiyorum. - I'd like to introduce you to my wife.

introduce
{f} tanıştırmak

Seni Tom'la tanıştırmak istiyordum. - I wanted to introduce you to Tom.

Seni arkadaşlarımdan bazılarına tanıştırmak istiyorum. - I'd like to introduce you to some of my friends.

introduce
{f} sunmak
introduce
{f} getirmek
introduce
{f} takdim etmek
introduce
(Arılık) ana arı vermek
introduce
{f} to -i tanıtmak: This book introduces preschool
introduce
lanse etmek
introduce
{f} to ile tanıştırmak: She introduced him to her mother. Onu annesiyle tanıştırdı
introduce
{f} içeri sokmak
introduce
(Avrupa Birliği) yürürlüğe koymak; getirmek, başlatmak
introduce
{f} ortaya koymak
introduce
{f} göstermek
introduce
{f} başlamak
introduce
ilk kısmını oluşturmak
introduce
ortaya çıkarmak
introduce
ilk kez getirmek
introduce
{f} öğretmek
introduce
taniştir
English - English
introduce
to produce; to cause to exist; to induce
Favorites