to produce, in recitation, examination, etc

listen to the pronunciation of to produce, in recitation, examination, etc
English - Turkish

Definition of to produce, in recitation, examination, etc in English Turkish dictionary

skin
{f} soymak
skin
cilt

Tom'un bir cilt rahatsızlığı var. - Tom has a skin condition.

Bronzlaşma, cilt kanserine neden olabilir. - Tanning can cause skin cancer.

skin
{i} ten

Güneşin sıcaklığını teninde hissetti. - She felt the warmth of the sun on her skin.

Islak giysiler tene yapışır. - Wet clothes adhere to the skin.

skin
gön

Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir. - When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.

skin
(Gıda) derisini sıyırmak
skin
kabuk
skin
kabuğunu soymak
skin
pösteki
skin
(Havacılık) Bir hava ya da deniz aracının dış kaplaması, kaporta
skin
{f} kabuğunu
skin
deri ile kaplamak
skin
{i} post
skin
{f} sıyırıp çıkarmak
skin
{i} tulum
skin
derisini soymak
skin
(Tekstil) post, pösteki; deri
skin
{f} sıyırmak; hafif yaralamak: He fell and skinned his knee. Düştü ve dizi sıyrıldı
skin
(isim) deri, cilt, ten, post, kabuk, zar, tulum, kaplama, dazlak, cimri
skin
soyup soğana çevirmek
English - English
skin