to prevail on; to induce; to persuade

listen to the pronunciation of to prevail on; to induce; to persuade
English - Turkish

Definition of to prevail on; to induce; to persuade in English Turkish dictionary

get
(fiil) almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; yaptırmak, ettirmek, etmek; kavramak, anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
get
sızmak
get
çanına ot tıkamak
get
hızlanmak
get
{f} gelmek

Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar. - Bill and John like to get together once a month to talk.

Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir. - Tom is the one who wanted to get here early.

get
gebe
get
mat etmek
get
yemek

Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak. - Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.

Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın. - You will soon get used to eating Japanese food.

get
ulaşmak

JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer? - How many minutes does it take to get to the JR station on foot?

Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın. - You have to walk a long way to get there.

get
çıkarmak

Tom'u buradan çıkarmak zorundayız. - We have to get Tom out of here.

Tom'u oradan çıkarmak zorundayız. - We have to get Tom out of there.

get
varmak

Hava kararmadan otele varmak istiyorum. - I want to reach the hotel before it gets dark.

Oraya varmak ne kadar sürer? - How long will it take to get there?

get
hazırlamak

Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü. - Mother was busy getting ready for dinner.

Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul. - Mrs. West is busy getting breakfast ready.

get
gidip almak
get
{f} yaptır+e
get
bulmak

Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı. - Some people had to use false names to get work.

İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın. - You've got to get a steady job.

get
{f} başlamak

İşe başlamak istiyorum. - I want to get to work.

Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum. - Now if you don't mind, I'd like to get started.

get
{f} açığını bulmak
get
{f} canına okumak
English - English
get
to prevail on; to induce; to persuade
Favorites