to possess or have; as, to boast a name

listen to the pronunciation of to possess or have; as, to boast a name
English - Turkish

Definition of to possess or have; as, to boast a name in English Turkish dictionary

boast
{f} övünmek
boast
{f} böbürlenmek
boast
{i} övünme

Onun övünmelerini dinlemekten usandım. - I'm tired of listening to his boasts.

O, asla başarısıyla övünmedi. - He never boasted of his success.

boast
sahip ol/böbürlen
boast
kabarmak
boast
atıp tutmak
boast
yontmak
boast
göğsü kabarmak
boast
şişinmek
boast
övünç kaynağı
boast
{f} övün

O, yetenekleri hakkında övündü. - He boasted about his skills.

O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü. - She boasted of having won the first prize.

boast
-e sahip olacak kadar şanslı olmak
boast
{f} büyük konuşmak
boast
kendini beğenme
boast
boasterövünen kimse
boast
kurulma
boast
(fiil) övünmek, övünç duymak, büyük konuşmak, iftihar etmek, böbürlenmek; palavra atmak
boast
{f} palavra atmak
boast
kurumlanma
English - English
boast
to possess or have; as, to boast a name
Favorites