Ben sık sık onun trompette melodi çaldığını duydum.
- I often heard him playing the melody on the trumpet.
Ted trompet çalmayı seviyor
- Ted likes playing the trumpet.
Tom'un borazanını kimin çaldığına dair oldukça iyi bir fikri var.
- Tom has a pretty good idea who stole his trumpet.
Trompet çalmak için harcadığın zamanın süresi sana kalmıştır.
- The amount of time you spend practicing the trumpet is up to you.