to play the pirate; to practice robbery on the high seas

English - Turkish

Definition of to play the pirate; to practice robbery on the high seas in English Turkish dictionary

Related Terms

pirate

korsan

Başkan Roosevelt'e bir korsan dediler. - They called President Roosevelt a pirate.

Tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı. - Tom's great-great-grandfather was a pirate.

pirate

{s} izinsiz yayın yapan

pirate

{s} yasadışı

pirate

korsanlık yapmak

pirate

korsan satış yapmak

pirate

{f} korsanlık yap

pirate

başkasının eserini izin almadan yayımlamak

pirate

{f} yağmalamak

pirate

piracykorsanlık

pirate

{f} izinsiz yayınlamak

pirate

(isim) korsan, korsan gemisi, korsan yayın yapan kimse, korsan çalışan araç

pirate

izinsiz olarak yayımlama

pirate

(fiil) yağmalamak, talan etmek, izinsiz yayınlamak

pirate

intikal

pirate

korsan satış yap

pirate

{i} korsan yayın yapan kimse

pirate

{i} korsan çalışan araç

English - English

Definition of to play the pirate; to practice robbery on the high seas in English English dictionary

pirate

Hyphenation

to play the pirate; to prac·tice rob·be·ry on the high seas