Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
- You have to show compassion to your girl.
Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
- The more you suffer in life, the more compassionate you become.
Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
- The more you suffer in life, the more compassionate you become.
Tom çok merhametliydi.
- Tom was very compassionate.
Senin şefkatin nerede?
- Where is your compassion?
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Senin şefkatin nerede?
- Where is your compassion?
Tom Mary'nin merhametini istemez.
- Tom doesn't want Mary's pity.
Ben merhametini istemiyorum.
- I don't want your pity.
Ne yazık ki bize katılamazsın.
- It is a pity that you can't join us.
Ne yazık ki gelemezsin.
- It's a pity you can't come.
Katlandıkları şey için sadece acıma hissedebilirim.
- I could only feel pity for what they were enduring.
Tom'un yüzü acıma doluydu.
- Tom's face was full of pity.
Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.
- Tom's lack of compassion surprised Mary.
'Tis Pity She's a Whore — title of novel by John Ford.