Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik.
- We had a thrilling time at the theme park.
Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor.
- They do it just for the thrill of it.
Kulaklarımı deldirdim.
- I got my ears pierced.
Tom'un delinmiş bir kulağı var.
- Tom has a pierced ear.
Onun hikayesi beni korkudan titretti.
- His story thrilled me with horror.
Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.
- I don't like rural horror thrillers.
Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı.
- Everybody was thrilled by his story.
Tom heyecanlanmış görünmüyor.
- Tom doesn't look thrilled.
The diver pierced the surface of the water with scarcely a splash.
That guys such a legend. Yeah, what a Pierce.