to pick up suddenly

listen to the pronunciation of to pick up suddenly
English - Turkish

Definition of to pick up suddenly in English Turkish dictionary

catch up
yetişmek

Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım. - I had to run to catch up with Tom.

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. - I quickened my steps to catch up with her.

catch up
(deyim) catch up(on /with sth.) yetismek,geri kalmamak
catch up
(Bilgisayar) yakala

Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda. - She has to study hard and catch up with everybody in her class.

Tabii ki yakalamak istiyorum! - Of course I want to catch up!

catch up
yetiş

Daha sonra size yetişirim. - I'll catch up with you later.

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. - I quickened my steps to catch up with her.

catch up
on (arada olup biteni) öğrenmek
catch up
catch up with: -e yetişmek: "He's so far ahead of me İ can't possibly catch up with him. - Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok."
catch up
catch up on: (arada olup biteni) öğrenmek
catch up
on (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
with: -e yetişmek: "He's so far ahead of me İ can't possibly catch up with him. - Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok."
catch up
on: (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
catch up on: (biriken işleri, ertelenmiş veya ihmal edilmiş bir işi) yapmak
catch up
on: (arada olup biteni) öğrenmek
to pick up
almak için
catch up
büyülemek
catch up
with -e yetişmek: He's so far ahead of me I can't possibly catch up with him. Benden o kadar ileride ki ona yetişmemin imkânı yok
catch up
etkilemek
catch up
bilgilendirmek
catch up
kapıp kaçmak
catch up
geri kalmamak
catch up
on
English - English
catch up
to pick up suddenly

    Hyphenation

    to pick up sud·den·ly

    Turkish pronunciation

    tı pîk ʌp sʌdınli

    Pronunciation

    /tə ˈpək ˈəp ˈsədənlē/ /tə ˈpɪk ˈʌp ˈsʌdənliː/
Favorites