O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
O, elmayı iki parçaya ayırdı.
- She cut the apple in two.
Tom pastayı altı parçaya böldü.
- Tom cut the pie into six pieces.
Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun?
- Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?
Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.
- The factory had to cut back its production.
Bir elektrik kesintisi vardı.
- There's been a power cut.
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
- Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
Eti ince dilimler halinde kesin.
- Cut the meat into thin slices.
O, bir dilim et kesti.
- He cut off a slice of meat.